19 Ağustos 2012 Pazar

Aşk Günlükleri - 18 Ağustos 2012

Sen yokken...

Günlerden birgün İlker güzeller güzeli Pelin'ini kaybetmiş. Günlerce haber alamamış birtanecik sevgilisinden. İnsanlarla konuşmaz, yüzü gülmez, yemek yemez olmuş İlker.

Dayanamamış artık aşkının özlemine ve kendini yollara atmış, Pelin'in daha önce gittiği heryeri tek tek dolaşmaya karar vermiş.

Önce İstanbul’un altını üstüne getirmiş, Beşiktaş, Ortaköy, Taksim durmadan aramış sevgilisini.
İstiklal’de nargile içmiş, bembeyaz dumanını üflemiş kederle…
Pelin’in eski okuluna gitmiş, öğretmenler odasında aramış Pelin’ini… Ama yaz ayıymış ve okulda kimsecikler yokmuş, öğretmenler odasındaki ahşaptan masalara ve dolaplara, duvarlara, hatta kartonpiyerle süslenmiş tavanlarına sormuş sevgilisini İlker.

Sonra Pelin’in küçüklüğünün geçtiği eve gitmiş, orda da bulamamış aşkını. Evdeki her dolaba, her yatağın altına bakmış, hatta küçük kırmızı bir sepetin bile içine bakmış. Sonra gülmüş kendi haline, pelin ancak küçük bir bebekken sığıyordur bu ufacık sepete diye…

Pelinin öğrenciyken kaldığı eve gitmiş, şömine epey soğukmuş. Demekki Pelin uzun zamandır uğramamış buraya diye düşünmüş İlker. O kadar gözü kör olmuşki aşkının özleminden, o şöminenin artık hiç kullanılmadığını bile hatırlayamamış, ama bulamamış aşkınıda...

Mezuniyet töreninin yapıldığı stadyuma gitmiş, orda da kimsecikler yokmuş, halbuki eminmiş İlker, üniversitenin kep atma töreninin yapıldığı gün tıklım tıklım doluymuş o stadyum...

Emirgan korusuna gitmiş, laleler bile solmuş Pelin olmayınca cansız kalmış burası bile.

Tren istasyonuna gitmiş, belki bulurum ümidiyle güzel aşkını, ama tren istasyonu bile kapalıymış, çalışmıyormuş artık.

Offf nerde bu Pelin ???

Üniversitenin bahar şenliklerine gitmiş, herkese sormuş Pelin'i ama ne gören nede duyan çıkmamış, incik boncuk satan çocuklara bile sormuş ama onlarda görmemişler Pelin'i....

Çanakkale'ye geçmiş ilker, Asos'da deniz kenarında dolaşıp durmuş, ordada yokmuş Pelin.

Bozcaada'ya gitmiş sonra, mavi kapılı güzel evlerin olduğu adayı gezmiş karış karış, ama bulamamış yine aşkını...

Gezmeye başlamış tüm Türkiye'yi, Adana, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Urfa, Hatay, Mersin yok yok yok...

Atatürk Barajı'na gitmiş İlker ordada yok, Nemrut dağına tırmanmış ordada bulamamış Pelin'ini, Ulucami'ye gitmiş dualar etmiş aşkını bulmak için sabahlara kadar...

Kan ter içinde uyanmış İlker, saate bakmış gece 03.32... Tarih: 25.12.2015 ... Yanına bakmış, işte ordaymış yıllardır aşık olduğu birtanecik eşi... Yanıbaşındaymış, hep korkmuş uzaklarda aramış sevgilisini, ama hepsi kötü bir kabusmuş sadece, güzel eşi ait olduğu yerde, kocasının gögsüne başını koymuş, tam kalbinin üzerine ve mışıl mışıl uyumaktaymış güzel sevgili... İlker, güzel Pelin'in ondan uzak olmadığını her zaman tam kalbinde, yanıbaşında olduğunu bilerek huzurla kapamış gözlerini ve birdahada kabus görmemiş, sabah uyanıp gözünü açtığında güzel eşiyle buluşmuş gözleri, alnına bir öpücük kondurmuş sevdiğinin ve yeni güne birlikte başlamışlar...


Daisypath Friendship tickers