Bir zamanlar Zarozje isminde bir köy varmış. Bacasından dumanlar tüten küçük evlerle dolu şirin bir köymüş Zarozje. Gündüzleri hayat dolu olurmuş sokaklar, çocuklar oyunlar oynar, anne ve babalar köyün günlük işlerinde çalışırlarmış.
Kış geldiğinde ise günler kısalırmış bu köyde ve hava çok
soğuk olurmuş. Geceleri ise soğuk daha da şiddetlenirmiş ve insanlar
kendilerini evlerine kapatır, kapılarını da sımsıkı kapatırlarmış.
Vlastimir ilkeroviç ve Katarina Pelinislav iki komşu çocukmuş bu köyde. Kendilerini bildikleri bileli hep birbirlerinin yanında olmuş, birlikte komşu bahçelerde oyunlar oynayarak büyümüşler.
Ve ikiside aynı okulu kazanmışlar ve Saraybosna Üniversitesi’ne
kabul edilmişler.
Yine günlerden bir gün İlker ve Pelin birlikte şehirdeki
okullarından köylerine dönüyorlarmış. Hava çok soğukmuş ve erken kararmış o gün
her zamankinden. Ormandaki patika yolda yürürken uzakta sislerin içinden bir
adam görünür olmuş. İlker ve Pelin tedirgin olmuşlar ama yinede yollarına devam
etmeleri gerektiğini biliyorlarmış. Köylerine giden patikadan çıkarlarsa
ormanda kaybolabilir ve vahşi hayvanlar ile karşılaşabilirlermiş.
Yollarına devam ettikçe gizemli adama yaklaşmışlar.
Karşılarında hiç ummadıkları ve köylerinde yüzyıllardır ünlü olan Sava
Savanovic’e rastlamışlar. Sava Zarozje köyünde bir evi bulunan vampirmiş.
Köylüler yıllardır ortalıklarda görünmediği için Sava Savanovic’in evini yıkmaya
karar vermişler ve bu yüzden Sava intikam almak için eski köyüne geri dönmüş.
En iyi bildiği intikam yöntemi de köylülerin çocuklarını öldürmekmiş.
Sava genç öğrencilere doğru sivri dişlerini göstererek
yaklaşmış. İlker ve Pelin’in kaçacak hiçbir yerleri yokmuş. Sava gençlerin
kanını emmeden önce onların isimlerini ve ailelerini öğrenmek istemiş. O an
İlker’in aklına bir fikir gelmiş ve kendisini Avusturya prensi olarak tanıtmış.
Pelin’de İlker’in aklındaki planı anlamış ve oda kendisini Macaristan prensesi
olarak takdim etmiş vampir Sava Savanovic’e.
Sava kısa bir süre için düşünmüş ve sonra gençleri yollarına
gitmeleri için serbest bırakmış. En son bir Sırp’ın Avusturya-Macaristan
tahtının varisini öldürdüğünde 1. Dünya Savaşı’nın çıktığına şahit olacak kadar
uzun zamandır yaşıyormuş Sava.
Bu olaydan sonra bir daha hiç vampir görülmemiş köyün
etrafında. İlker ve Pelin evlenmiş ve Sava Savanovic’in evine yerleşmişler ve
Sırbistan’ın en ünlü vampirinin evini turizme açarak paralarını arttırmışlar, ayrıca dönümlerce araziye sarımsak ekmişler ve insanları vampirlerde koruyacağı gerekçesiyle bu sarımsakları satmışlar ve ülkenin en zengin çifti olarak
bir ömür boyu mutlu yaşamışlar.
Günümüzde ise İlker ve Pelin'in hikayesinin gerçekliği en son çıkan haberler ile kanıtlanmıştır: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1109746&CategoryID=81